lavandula on birinci nesil yazar

zayıf gözlüklü hafif kambur bir bilgisayar delisi.

köfte - patates kızartması.

çok güzelmiş.
senin olsa ya? pencerede bekleyeceğin biri olur.

umutla.
yaşama dair göreceği, umut edeceği bir şey kalmadığını düşündüğünde de ölmek ister.

saçma sapan kelime oyunlarıyla karış karış entry giren birisi var, nicki aklımda değil. aklınca kadın ağzıyla yazıyor ancak sadece yazıyor ne aklı var ne ağzı. ondan hoşlanmıyorum.
aynı kelime çarpıtmalarıyla bu kişiye entry aralarında destek veren bir kaç yazara da denk geldim. onlar da şaşırtıcı derecede sevimsiz.
bunun dışında sürekli eli çükünde ya da memesinde olan, sürekli kendinden sadece dikkat ya da ilgi çekme sebebiyle bahseden, fotoğraflarla bu arzularını dindirmeye çalışan yazarlardan da haz etmiyorum.

saygım var, demek ki kendilerini bu şekilde tatmin ediyorlar, anlarım, tamam.
ancak bende kaşıntı yapıyorlar.

protein alamaması yeterince vahimken, sadece karbonhidrat ve sağlıksız yağ ile öğününü geçiştirmeye alıştırılmış bir halka dönüştürüldük.
patso denilen bir yiyecek var ülkede.
patates kızartması + ekmek. tostçularda bilmem nerelerde gırla satıyor bu şey.
kalorisini geçtim, besleyiciliği de yok. güya 3 tarafımız denizlerle çevrili, güya taşı toprağa eksen içinden buğday çıkacak kadar verimliyiz ya, her şey bu yüzden.

sürekli şeker temelli beslenmekten kaybolan şuurumuzu aramayı bile bıraktık. kendimize olan saygımız elimizden çok uzun zaman önce alındı. zaten başa taç edilen insanlar bize hiç saygı duymamıştı.

olsun. makarnamız var nasıl olsa. makarna haşlayacak suyumuz bile bitiyor ama olsun.

çekememezlik.

düşüyor mu böyle?

kalmamış yazarlardır.

kadın tanımı da memeden ibaret olmuş peh.

ayçiçek yağı yoksa gres yağı yesinler dönemi pek yakında!

bu ay mutfak alışverişini param bitmeden yapayım dedim şimdi harcayacak bir şeyim yok. ne güzel harcanacak bir şey olmayınca zammı da düşünmüyorum.
çoluk çocuğu olan insanlar ne hâle düşecek kim bilir. borcu yüzünden intihar eden insanlara hak vermeye başladım.

taktiktir.
yua ben yalnızlıktan sıkıldım sevgi arıyorum der sonra sen ufacık bir bağlılık gösterince er kişinin tozunu bulamazsın.
boş ilişkilerle doyum olmadığını anlayamazlar.

gece kadar güzel.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2117268/+

ilk filmdeki Amazon esintilerinin olmamasından ötürü yavan gelen dc filmi.

--spoiler--
savaş tanrısıyla savaşıp öldürebilen diana başka bir tanrının oluşturduğu taşla bütünleşmiş bir insana karşı koyamadı. gerçekten anlamsız.
taşla bütünleşen adamın (adını hatırlamıyorum) geçmiş hikayesi ve oğlum yavrum triplerini boş buldum.
loser kadının yaşadıkları çok bayağıydı. neden filmin sonunda kediye(?) dönüştüğünü anlamadım. en güçlü ve farklı olmak demek kürklenmek mi amk?
diana'nın dünyaya ayak uydurmuş olması hoştu. ilk filmdeki kafayı sağa sola yatırayım da anlamadığımı belli edeyim abartısı kabak tadı veriyordu.
falan filan.
--spoiler--

gal gadot gerçekten çok güzel bir kadın. bir süre sonra filmi bırakıp kadın için izlemeye devam ettim.

stres, öfke, zorbalıkla başa çıkma yöntemleri ve psikoloji dersleri.

Tolkien eşsiz, fantastik edebiyatta çığır açmış birisi. martin o çığırda güzel işler başarmış bir yazar. martin kesinlikle kötü değil ama esinlenmiş birisi sonuçta.
martin kitaplarını bitirip yayınlayınca onu daha çok öveceğim. kitaplarının arasında yıllar olduğu için bir miktar kızgınım.

elmalı turta.

üst giyimde defacto.
lcw'nin plus size ürünleri +50 yaş güne giden teyze kreasyonu gibi. saçma sapan baskılar, pullar, kumaşlar vs. içeriyor. DeFacto'da bu konuda daha iyi seçenekler bulunabiliyor. düz renk çeşitliliği daha fazla.
etek ve pantolonda lcw daha başarılı. uygun fiyatlı parçalar bulunabiliyor. elbise konusunda ikisi de iyi.
ancak lcw LGBT+ karşıtlığı yaptığı için bir süredir markadan alışveriş yapmıyorum. onlar da beni mumla arıyor zaten evet.

ayrıca iki markayı bu kadar irdelediğim için kendimi fakir hissediyorum.

sıcak bira.

korkunç biriyimdir.

sözlük kızları da hep 1.55 civarında.
burada yazılanları okuyorum sonra dışarı çıkıyorum herkes bana tepeden bakıyor.
hayallerim yıkılıyor ya.

var olmayan yazarlardır.

sinirlendirir.
dokunularak ya da bağırılarak uyandırılmayı sevmem.
genel olarak uyandırılmayı sevmiyor olabilirim.

kıza defol burdan git lan git diye karşılık vermem kalbini kırabilir.

kelime şakalarının komik olduğunu savunuyor.